YANLIŞ VE HAKSIZ
Hür-İş Federasyonuna da, Başkanı Ahmet Serdaroğlu’na da saygım sonsuz…
Birlikte mücadele ettiğimiz süreçte kendisini ve kitlesini en çok takdir eden örgüt temsilcilerinin başında geliyorum…
Mikrofonu eline alıp “Bu topraklara gelmiş tek lider Denktaş’tır” dediğinde ve bir kişi tarafından tepki gördüğünde sahnede yanına ilk koşan, ona ilk andan beri destek veren ve “Senin ifade özgürlüğünü kimse engelleyemez dilediğini söyleyebilirsin” diyen de benim!..
Aynı şekilde Basın Emekçileri Sendikası’nın görev üstlendiği gecede bir sendika başkanın çıkıp “Ayşe bizim baş tacımızdır” söyleminden en ufak bir rahatsızlık duymayan, bunu bir ifade özgürlüğü olarak gören de yine biz olmuştuk…
Bu süreç zarfında defalarca bu arkadaşlar ile bir birimizi anlamış, hatta bir birimize karşı olan önyargılarımızı da kırmıştık…
Sonuç olarak her örgütün ve her bireyin görüşü kendini bağlar, özellikle de kendi alanlarında yaptıkları eylemler, açıklamalar ve ortaya konan fikirler kendilerini bağlar…
Dolayısıyla Serdaroğlu’nun özellikle iki konuda ortaya koyduğu bahaneler son derece yanlış değerlendirilmiş ve haksız olmanın ötesinde kişiler ile örgütlerin özgürlüklerinin kısıtlanması gerektiğini çağrıştıran bir istek haline dönüşmüştür…
Elbette bunu baskı altında yaptığı gerçeğini göz ardı etmiyorum ama mesela bir grup yurtsever arkadaşımızın 3 Mayıs’ta yaptıkları eylemi işaret ederek bundan rahatsızlık duyduklarını söylemek son derece yanlış bir açıklamadır…
Öncelikle anayasamıza göre eylem yapmak bir özgürlükse, bu özgürlüğü desteklemesi gerekmiyor mu?
Peki, orada eylem yapan kişiler çıkıp da “Biz şu örgüt adına eylem yapıyoruz” mu dedi?
Farzedelim ki dedi, sendikal birlikteliğin içerisinde olan bir örgütün, kendi başına, diğer örgütleri bağlamayan bir eylem yapma hakkı yok mu?
Hangi çağda yaşıyoruz arkadaşlar?
Üstelik orada açılan pankartta “İrade bizde” yazıyordu!!!
Hani bu slogandan rahatsız olacak bir tane Kıbrıslı Türk yoktur sanırım!…
Diğer yandan benim köşe yazıma da atıf da bulunuluyor ve sürecin başka yönlere çekilmek istendiği iddia ediliyor…
Oysa bu arkadaşlar kendilerinin profesyonel sendikacı, benim ise gönüllü sendikacı olduğumu gözden kaçıyorlar…
Benim mesleğim gazetecilik…
Ve bu bir köşe yazısı, yani ben bu yazıyı ne sendika adına yazdım, ne de sendika adına basına demeç verdim…
Kişisel bir köşe yazım ki, bu yazıyı okuyan orta düzeyde bir akla sahip insanların yine bu yazıdan rahatsız olması imkansız bir şeydir…
Tekrar tekrar içeriğini izah etmeme ve empatinin ne demek olduğunu anlatmama gerek yok!..
Mesele zaten o eylem veya benim yazım veya Burak Maviş ile Selma Eylem’in söylemleri değildir…
Mesele bu örg