Çoğu zaman bizlerin de bir ailesi, bir anne ve babası olduğu unutuluyor…
Hakkımızda öyle iftiralar atılıyor, öyle yorumlar ve hakaretler yapılıyor ki, tüm bunları ailelerimiz de görüp okuyor…
Hele annelerimiz! Düşününüz doğurup büyüttükleri çocukları hakkında yazılanları görünce nasıl bir üzüntü yaşıyorlar…
Sistematik olarak yaşadığımız saldırılar bazen öyle bir hal alıyor ki, geçtiğimiz ay bir paylaşımımın altına gelen yorumlar arasında “Seni Lefkoşa sokaklarında hiç beklemediğin bir anda ensenden vuracağız” gibi kan donduran tehditler de bulunuyordu…
Son dönemde Ayşemden Akın, Pınar Barut, Hüseyin Ekmekçi, Canan Onurer, Mert Özdağ ve Ertuğrul Senavo’ya gelen tehdit mesajları ortada…
Gazetecilere yönelik sistematik bir saldırı olduğu açıkça görülüyor…
Basın örgütleri ile diğer tüm gazetecilerin böyle anlar da birlik olabilmesi çok değerlidir…
Bizler birçok ülkeye göre bunu en iyi başaranlar arasındayız…
Fakat ne olursa olsun böyle anlarda bir gazetecinin en çok tutunduğu dal her zaman ailesi olur…
Geçtiğimiz hafta son yolculuğuna uğurladığımız
değerli öğretmenimiz, değerli büyüğümüz Hatice Teralı İncirli, bu gibi durumlarda her daim bizlerin yanında olan ve bir mesajı, bir telefonu ile ayakta kalmamızı sağlayan bir annemizdi…
Kendi evladı Serhat İncirli de bahsettiğim bu mağduriyeti yaşayan kişilerin başında geliyor…
-Rumcu…
-Piç…
-Hain…
-Terörist…
-Türk düşmanı ve dahası…
Yıllarca doğruları yazdığı, Kıbrıs’ta bir çözümü savunduğu için yemediği hakaret, almadığı tepki kalmadı!..
Ve çoğu zaman onun da bir ailesi, bir annesi olduğu unutuldu…
2020 yılında bizleri baskı altına alan zihniyet bana açıkça “Senin annen Türk askeri burada olduğu için siyah giyiniyormuş ve Türk askeri Kıbrıs’ı terk edene kadar da siyah giyinecekmiş” demişti!..
“Akıl almaz bu iftiraya kim neden ve nasıl inanır” diye olayı hafife almayınız!..
Bu iftiralara inan, kanan ve bizlere hakaretler yağdıran cehalet, tahmin edebileceğinizden çok daha fazla bir kesimi kapsıyor…
Bir yazı yazıyorsunuz, yazınızın başlığına bakıp anında hakaretler yağdırıyorlar…
Altını okuyan, içeriğini analiz edip tartışan yok!..
Doğal olarak bu zihniyetin önüne atılan her iftira, her yalan ve yanlış değer buluyor, karşılığını görüyor…
Bizlerin bir ailesi, haysiyeti ve onuru varmış kime ne!..
Yanlış anlaşılmasın, bu durumdan rahatsız olmayı çoktan bıraktım ben!..
Eminim Serhat abi de bırakmıştır!..
Ancak annelerimiz ve çocuklarımız bırakabilir mi, bırakabildi mi veya bırakabilecekler mi işte ondan emin olamadığım için bizlerin de birer ailesi olduğunu hatırlatmak istedim…