ZORLANMAMALI VE HATIRLATMALIYIZ
Bugün 2 Temmuz 2025…
Madımak katliamının 32. yıldönümü…
2 Temmuz 1993 tarihinde yaşanan vahşetin izleri de etkileri de hala canlı bir şekilde duruyor…
Tam 33 aydın ve sanatçı, yobazların yaktığı otelin içerisinde hayatlarını kaybetti…
O gün Madımak Otel’in önünde toplanan kalabalığın yüzündeki ve dilindeki nefretin korkunçluğu hala akıllarda…
Her 2 Temmuz tarihinde, 1993’te yaşanan vahşeti unutmadığımızı belirtiyor, o gün yaşananların aklımızda olduğunu öfkemizle dile getiriyoruz…
Bu çok önemli tepkiyi vermek, o gün yaşanılan katliamı kınamak hakikatten her bir kişinin insanlık görevidir…
Benim takıldığım nokta, Madımak katliamına tepki verirken, 22 Ocak 2018’de, Madımak’ın bir benzerini gerçekleştirmek için Afrika Gazetesi’ne yönelik yapılan linç girişiminin yıldönümünlerinde sanki de o gün hiç yaşanmamış gibi davranıyor olmamızdır…
O gün sağduyulu 1-2 kişi olmasaydı, dönemim Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı korkusuzca o kalabalığın içine dalmasaydı, muhtemelen linç girişimi amacına ulaşacak ve gazete içerisinde olan kişiler katledilecekti!..
Ne yazık ki bu ve benzeri faşist saldırılara günlük tepki vermenin ötesine girmekte zorlanıyoruz…
Ve bu tavrımızla o gün yaşanılanları istemeden de olsa önemsizleştiriyoruz…
Oysa o gün yaşanılanları unutmamalı ve unutturmamalıyız!!!
Afrika Gazetesi önüne gelen faşistleri, bugünün Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın görev sürecinde nasıl makamında ağırladığını…
Ve onlarla nasıl köy köy gezdiğini sürekli bir şekilde toplumun bilgisine getirmeliyiz…
Ekim 2025’te millet sandığa giderken, adaylardan birinin Afrika Gazetesi’ne linç girişimine kalkışanların desteklediği aday olduğunu bilmeliyiz…
Ve bu ayıba artık bir son vermeliyiz…
“İst”leri bir kenara bırakarak memleket sevgimiz ve toplumsal onurumuz için bunu yapmalıyız…