ŞARTLAR NORMAL DEĞİL

Tam olarak nereden çıktığını anlayamadığım bir tartışmanın içerisindeyiz…

Anne veya babası Kıbrıslı kökenli olan çocukların, Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığı alma hakkı var mı?

Ne kadar saçma bir soru bu?

Uluslararası hukuktan tutunuz insan haklarına kadar bu bir haktır ve tartışmaya kapalı bir konudur!..

Evet, Kıbrıs Adası, normal şartlar içerisinde değil…

Hala “Ateşkes” şartlarında bir yaşam sürüyoruz ve adanın kuzeyi, tüm dünya ve aynı uluslararası hukuk tarafından “Türkiye’nin alt yönetimi” olarak tanımlanıyor…

Fakat bu şartlar, bir tarafı Kıbrıslı olan Türklerin, Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığı almasına engel olmamalı!..

Aslında geçen hafta yazdığım “Çözüm olana kadar ben Kıbrıslı Rum’um” yazısının temeli de normal şartlarda yaşamadığımız bu topraklarda her iki toplumun da bir birine empati yapması gerekliliydi…

Kıbrıslı Rumlar, Kıbrıslı Türk olmayı, Kıbrıslı Türkler de Kıbrıslı Rum olmayı başarabilmelidir!..

Çünkü şu anda her iki taraf da uluslararası hukukun sadece kendilerine işleyen tarafını öne çıkartmakla meşgul durumda(her iki haklılığı ve/veya haksızlığı ortaya koyanları tenzih ederim)…

Kıbrıslı Türkler, Kıbrıs Cumhuriyeti’nde uluslararası hukuktan kaynaklanan anayasal haklarını, Kıbrıslı Rumlar da, aynı cumhuriyetten doğan uluslararası kararları ve toprak konusundaki haklarını öne çıkartıyor…

Şunu net olarak bilmeliyiz;

Kıbrıslı Türklerin kiminle evleneceğine ve kiminle bir çocuk dünyaya getireceğine karar vermek, Kıbrıslı Rumların haddine değildir…

Kıbrıslı Türklerin, Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki hakları uluslararası hukuktan gelmektedir ve bu haklar şu anda Kıbrıslı Rumlar tarafından gasp edilmektedir…

Aynı şekilde, Kıbrıslı Rumların da özellikle toprak ve mülkiyet konularında Kıbrıs Cumhuriyeti üzerinden uluslararası hukukla elde edilen haklarını sulandırmak Kıbrıslı Türklerin haddine değildir!..

Şu anda Kıbrıslı Rumların bu hakları Kıbrıslı Türkler ve Türkiye yönetimi tarafından da gasp edilmektedir…

Ne zaman ki bu hak gaspının her iki bölge yönetimleri tarafından yapıldığını kabul edeceğiz, işte o zaman bu topraklarda başka şeyler konuşmaya başlayabileceğiz…

Bir taraftan Kıbrıslı Türklerin vatandaşlık haklarını gasp edip, diğer taraftan “Topraklarımız işgal ediliyor” diyemezsiniz!..

Aynı şekilde, bir taraftan KKTC’nin verdiği tapuların yasal olduğunu savunup diğer taraftan da “Kıbrıslı Rumlar, vatandaşlık hakkımı gasp ediyor” diye isyan edemezsin!..

Uluslararası hukuk her kesime eşit ve adil işlemeli, her kesim de bu eşitlik ve adilliği savunabilmeli…

Aksi takdirde sonuca ulaşmayan tartışmalar içerisinde nesiller bu haklardan mahrum şekilde hayatına devam edecektir!..