Dünkü Pazar’a farklı spor dallarında iki final, bir de final gibi bir maçı sığdırdık…
Gün Voleybol ile başladı, futbol ve tenis ile devam edip sonuçlandı…
Voleybolda Türkiye Kadın Milli Takımı’nın dünya şampiyonasında finale kadar gelmesi tesadüf değildi…
Son yıllardaki başarılı çıkışın ve büyük emeğin karşılığı olarak dün finalin bir ayağına adlarını yazdırdılar…
5 set süren finalde Türkiye kazandığı iki sette İtalya’ya fark atarken, kaybettiği setlerde yapmış olduğu kritik hatalar nedeniyle 2 farkla geride kaldı…
Son final setinde ise İtalya “Winner” takım olma özelliği sayesinde kupaya uzandı…
***
Finallerde iyi oynunuz değil yaptığınız hata oranı sizi zafere taşır veya kaybetmenize neden olur…
Dün gece Amerika Açık Finalinin galibini de bu unsur belirledi…
Yeni dönemin iki flaş raketi Sinner ve Alcaraz’ın düellosuna sahne olan finalde, Alcaraz fırtınası esti…
Basit hata oranını oldukça düşük tutarak ilk seti alan Alcaraz, ikinci sette basit hatalarının artması nedeniyle önce servisini kırdırdı ardından da seti kaybetti…
Üçüncü set ile birlikte mental anlamda yeniden ayağa kalkan Alcaraz, Sinner’e göre çok daha az basit hata yaparak ve çizgi gerisinden oyunu file önüne taşıyarak zafere ulaştı…
***
Futbolda ise her maçın aynı olmadığı, her maça da aynı taktikle çıkılamayacağı gerçekliğine bir kez daha şahit olduk…
Montella’nın, 3 gün önce Gürcistan maçını deplasmanda kazanan Türkiye A Milli Takımını, aynı kadro ve aynı taktikle Konya’da İspanya maçına çıkarması intihar gibi bir şey oldu…
Türkiye’nin, Gürcistan ve o sikletteki takımları yenebilmesi için başında bir teknik direktöre ihtiyacı yoktur!..
Esas ihtiyaç, İspanya gibi yüksek klasmanda olan takımlar karşında doğru kadro kuracak ve doğru taktik uygulayacak bir teknik direktördür…
Siz İspanya’ya karşı Gürcistan maçındaki kadro ve taktikle çıkamazsanız, çıkarsanız dün gece ki gibi 6’lık olursunuz…
Soldan Yamal, sağdan Williams gelirken siz sol önde Kenan, sağ önde Yunus, ileride de Kerem’le oynama lüksüne sahip olamazsınız…
“Kazanan takımı değiştirmeme” sadece küçük teknik direktörler için geçerlidir!..
Büyük teknik direktörler, maç maç ilerler ve her maça göre farklı taktikler ve alternatifler üretir…
Dün gece sol kenar olduğu gibi Eren ve Ferdi’ye emanet edilseydi, Yamal o koridoru rahatça kullanamazdı…
İleride de Kerem yerine sırtı dönük top alabilecek ve oyunu rakip alana taşıyabilecek bir forvetle maça başlansaydı, en azından Arda’nın müthiş yeteneklerinden daha fazla yararlanılabilirdi…
Öte yandan Hakan Çalhanoğlu ve İsmail Yüksek ikilisi merkez orta sahada kesinlikle birlikte oynamaz, oynayamaz!..
Sonuç olarak rakip İspanya’ysa, biraz haddinizi bilmeniz gerekiyor…
Dünyanın en iyi pasla çıkan takımını siz önde basarak karşılayamazsınız…
FİNAL GÜNÜN ARDINDAN
ALİ KİŞMİR
Yorumlar