Yaşları 60’ın üzerinde 5 Kıbrıslı Rum…
Haftalardır hiçbir suçları olmamasına rağmen tutuklu bir şekilde yargılanıyor…
Aralarından bir tanesinin ciddi bir şekilde şeker hastalığı sorunu var!..
Ve bu rahatsızlığı tutuklu bulunduğu sürede ilerlemiş durumda…
Bu süreçte ilgili Kıbrıslı Rum’un ailesi çeşitli kez bu durumu hem kamuoyu ile hem de mahkeme ile paylaştı…
Hatta bu insanlara kimi gün almaları gereken ilaçların dahi tedarik edilmediği yine bu süreçte ortaya çıktı…
Defalarca rahatsızlıkları yüzünden bu insanların bazıları duruşmalara da katılamadı!..
Süreç içerisinde insan haklarını ayaklar altına alan ve resmen büyük bir işkenceye dönüşen öyle olaylar yaşandı ki, “İnsanım” diyen herkesin “Yeter” dediği bir noktaya gelindi…
Ancak bugün Sevgili Pınar Barut’un aktardığı bir bilgi bu topraklarda bazı insanların vicdanının da kalmadığını gösteriyor!..
Ahmet Noyan, Burçin Döveç, Ceyhun Tunalı, Hasan İnce ve Aslı Erçikan…
5 Kıbrıslı Rum’un şikayetçileri oldukları bugün tahkikat memuru tarafından mahkemede açıklandı!..
İsimleri duyunca dondum, aklım durdu, “bu süreçte nasıl oldu da bu insanların vicdanı hiç sızlamadı” diye kendi kendime sordum…
İlk üç ismi tanıyorum, Ahmet Noyan’ın, Ceyhun Tunalı’nın ve Burçin Döveç’in çok iyi ve çok kaliteli insanlar olduklarını biliyorum…
İskele’de büyük bir ortaklıkları ve yatırımları var…
Hasan İnce ise Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın eski başkanlarından…
Geçmişte CTP’li kimliği ile de birçok kez öne çıkmıştı…
Soru şu;
-5 Kıbrıslı Rum, bu arkadaşlara ne gibi bir rahatsızlık verdi?
Öğrenebildiğimiz kadarıyla ilk şikayet Hasan İnce tarafından yapılmış!..
Sonrasında Hasan İnce, Burçin Döveç’e, Burçin Döveç de diğerlerine haber veriyor!..
Ve şikayetler böylece yapılıyor…
Üstelik ne Döveç, ne Noyan, Ne de Tunalı bu insanlar görmüş!..
Yani bu üçlü görmedikleri insanlardan şikayetçi olmuş!..
Akıl alır gibi değil!..
Bu öfke, bu kısasa kısas kindarlık, bu nefret ve bu intikamcı tavır niye?
Elinize ne geçmesini bekliyordunuz?
Tüm bu yaşanılanlara değdi mi?
Geçtim, hade Kıbrıslı Rumlar umurunuzda değil, peki kendi insanınızı tehlikeye atmaya değdi mi?
Yazık değil mi 60 yaş üzeri 5 Kıbrıslı Rum ile ailelerinin çektikleri?
Yazık değil mi kendi toplumunuzun endişeye ve korkuya itilmesi?
Yazık değil mi iki toplum arasında gerginliğin tırmanması?
Yazık değil mi uluslararası camiaya rezil olmamız ve yargımıza “Sözde” denmesi?
Gelinen noktada toplumun ezici çoğunluğu bu insanların suçsuz olduğuna inanıyor!..
Üst mahkeme alt mahkemenin verdiği birçok kararı bozuyor!..
Ve finalde sizlerin adı ortaya çıkıyor!..
Değdi mi be arkadaşlar tüm bu yaşanılanlara ve yaşatılanlara?
Bu nasıl bir vicdan?