Cumartesi akşamı Lefkoşa Belediye Tiyatrosu’nda sahnelenen “Aşk İçinde Mahpushane” oyununu izlemeye gittim…
Nazım Hikmet’in iki ayrı döneminin bir bütün olarak sergilendiği oyunda, Nazım’ın düzene boyun eğmeyerek demir parmaklıklar ardına gönderilişiyle sınırları zorlayarak yaşadığı sevdalarına yolculuk yapma fırsatımız oldu…


Daha fazla derinlemesine anlatım yaparak sizleri bu muhteşem eserden mahrum bırakmak istemiyorum…
Kendinize bir iyilik yapıp mutlaka ama mutlaka bu oyuna gidiniz…(Her Çarşamba ve Cumartesi saat:20:00’da Lefkoşa Belediye Tiyatrosu’nda)
İnanınız kendinizden de bir şeyler bulabileceğiniz bir oyun…
Şahsen oyunu izlerken o dönemlerde rejimin sırf fikirleri yüzünden bir yazarın idamını nasıl istediğine, suçsuz bir şekilde hakkında nasıl hüküm verildiğine şahit olurken aklıma anında sırf bir köşe yazısı yüzünden yargılandığım dava geldi!..


Yıllar geçse de, aydınlar da, ilericiler de, faşistler de, gerciler de değişmiyor!..
Dünya dönüyor, zaman akıyor, doğruları söylen ile yazanın demir parmaklıklar ardına gönderildiği düzen değişmiyor!..
İşte bu ve benzeri oyunlar, yaşanılan faşizmi görmeyen ve/veya göremeyen insanlarımızın aydınlanması için çok önemli…
İnanınız nefesinizi tutarak izleyeceğiniz bir eserle tanışacaksınız…
Oyuncu performanslarına “Çok iyi” demek bile bana göre haksızlık olur!..
Tek kelime ile muhteşem!..


Böyle bir ezber, böyle bir akış, böyle bir performans, gerçekten inanılmazdı…
Emeği geçen herkesi kutlarım…
Ne kadar aydın sanatçı, o kadar gelişen ve çağdaşlaşan bir ülke…