TDP(TKP) VE KARARI

İnsanların en doğal etkilendiği kişiler anne ve babalarıdır…

Anne ve babam çok uzun süre Toplumcu Kurtuluş Partisi’nde mücadele etti…

Ve bu parti yüzünden bedel ödedi…

Annem 1989 yılında sınavla girdiği Bayrak Radyo Televizyon Kurumu’ndan sırf TKP’li olduğu ve Ulusal Birlik Partisi’ne geçmeyi reddettiği için atıldı…

Doğal olarak küçük yaşlarımdan itibaren ben de TKP içerisinde oldum ve deyim yerindeyse TKP’nin Alayköy Örgüt Binasında büyüdüm…

Alayköy bir zamanlar TKP’nin kalesi konumundaydı ve belediye başkanı da TKP’den Fahri Hüdaoğlu’ydu…

Fahri Başkan bana “Ak Güvercin” diye hitap ederdi…

90’lı yılların sonuna doğru Güzelyurt’tan Mağusa’ya kadar pek çok mitinge katıldım, inanılmaz kalabalıklara Mustafa Akıncı’nın harika hitaplarına şahit oldum…

Kısa bir özetle bu girişi yapmak istedim…

Tüm bu yaşanmışlıklara rağmen şahsen bu yaşıma kadar ben TKP de dahil hiçbir partiye üye olmadım…

Ve doğal olarak hiçbir partide de görev almadım…

Seçimleri boykot eden bir vatandaş değilim…

Neredeyse her seçimde oyumu kullandım…

2020 cumhurbaşkanlığı seçimleri ise bazı şeylerin dönüm noktası oldu…

TDP’nin Adayı Sayın Mustafa Akıncı’ya o dönemde ve öncesinde katıldığı her seçimde açıkça destek veren bir kişi oldum…

Asla parmağımın arkasına saklanmadım…

Tarafsız kalarak seçim dönemlerinde birçok meslektaşım gibi iyi paralar kazanmak yerine, ülkem ve toplumum için taraf olmayı tercih ettim…

Ve bu uğurda Sayın Akıncı’ya yönelik darbe niteliğindeki toplantıyı ifşa ettiğim için bugün hala 10 yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyorum…

1989’da annem, 2020’den beridir de ben bir şekilde TDP ve adayı için bedel ödüyoruz…

İşin en acı yanı ise sözde destek açıklansa da reel de TDP’nin desteğini hiç denecek kadar yanımda hissettim…

Mehmet Harmancı ile Mine Atlı’yı ayırırsak, geriye kalanlar, özellikle başkan ve yönetim düzeyinde kendi adayları için yargılanan bir gazeteciye neredeyse hiç sahip çıkmadılar…

Bağımsızlık Yolu, CTP ve YKP her mahkememde ve zor şartlarımda yanımda dururken, TDP’nin olmaması bana büyük bir eksilik, hatta vefasızlık hissi verdi…

Bugüne kadar asla bu konuda konuşmadım, asla tek bir kişiyi arayıp sitem etmedim…

Karakterim gereği kendim için asla kimseden bir şey istemem…

“Vefasızlık” olarak nitelediğim bu ilgisizlik nedeniyle de asla ne TDP’ye ne de yönetimine tavır almadım, aksine onlarla ilişkilerime hiçbir şey olmamış gibi devam ettim…

Gelinen noktada bunca yaşanmışlık, bunca bedeller ödenmiş bu süreçte dün TDP’nin, CTP ile ortaklaşma kararı alması çok değerlidir…

Bu birliktelik ve seçimlerin kazanılması, sadece federal çözüm anlamında değil, bu yolda mücadele eden ve bedel ödeyen iinsanlara verilecek en büyük ödüldür…

Bu kadar ağır bedel öderken küçük hesaplaşmalar, partisel çıkarlar ve siyasette gelecek kaygısı öne çıkartılsaydı ve ortaklaşma kararı alınmasıydı inanınız bizler için bu çok daha ağır olurdu…

Şimdi yüreğimizde umut çiçekleri açtı…

Umarım tüm taraflar samimiyetle bu ortaklaşmada yerini alır…