KÜFÜR VE TEHDİT


Ne zaman bir paylaşımımız ya da köşe yazımız Türkiye’nin gündemine geliyor, anında küfür ve tehdit yağmuru başlıyor…
Son olarak Devlet Bahçeli’nin resmen Kıbrıslı Türklere hakaret ettiği ve ilhak isteğini dile getirdiği konuşmasına yönelik gösterdiğim tepkiden dolayı sayısız küfür ve tehdit alıyorum…
Anlaşılan karşımızdaki kültür bu!..
Oysa bir baksana kardeşim adam ne demiş!..
Bir topluma “Gelene ağam gidene paşam diyorsunuz” demek hakaret değil mi?
Yani o makamı gereği her istediğini söyleyecek ama bizler ona tepki gösteremeyecek miyiz?
İşte bu zihniyet yüzünden Türkiye Cumhuriyeti’nde düşünebilen ve bunu ifade edebilen kişilerin tümü ya demir parmaklıklar arkasında ya da ülkesini terk etmiş durumda!..
Vazgeçin arkadaş bu zihniyeti ortaya koymaktan!..
Adam çıkıp benim ülkemi ilhak etmek istiyor farkında değil misiniz?
Hem nedir kardeşim o “Kan döktük” edebiyatı?
Sizin bu topraklara kanınız döküldü de biz süt mü döktük?
1963-1974 arasında tam 11 yıl bu toplum Türk Askerinin adaya çıkartma yapabilmesi için direndi…
Kan döktü…
Şehit verdi…
Anneler kaybettiği çocuklarının, çocuklar da kaybettikleri babalarının arkasından gözyaşı döktü…
Hala toprağın altından savaşta kaybolan insanlarımızın kemiklerini çıkartıyoruz ve 50 yıl sonra onları defnediyoruz!!!
Siz neyi konuşuyorsunuz arkadaş?
Burada bir toplum var ve o toplumun iradesine hakaret eden bir adam var!..
Bunun adını siz koyunuz öyleyse!..
Böyle bir hak mı var?
ABD yarın kalkıp “Türkiye’deki seçimleri tanımıyorum derhal meclis toplanıp ilhak kararı alsın” derse, sizler teşekkür mü edeceksiniz?
Yani sizin onurunuz, gururunuz ve haysiyetiniz var da bizim yok mu?
İsyan edemez miyiz?
Tepki gösteremez miyiz?
Biz kimseyi putlaştırmıyoruz kardeşim…
Kimseye de tapmıyoruz…
Herkes eleştirilebilirdir demokrasilerde ve bizler demokrasiye inanan insanlarız…
Yanlışa “Yanlış”, doğruya “Doğru” deriz…