Haberler

KOOP-SEN'in grevi sekizinci gününde

Kooperatif Görevlileri Sendikası’nın (KOOP-SEN), Kıbrıs Türk Kooperatif Merkez Bankası Ltd. iştiraklerinden Koop-Süt, Zirai Levazım Kooperatifi ve Binboğa Yem Kooperatifi’ndeki grevi sekizinci gününde devam ediyor.

Kooperatif Merkez Bankası personeli de üç iştirakte devam eden greve destek amacıyla bugün greve gitti. Grev nedeniyle Koop Bank Genel Müdürlüğü önünde düzenlenen basın toplantısında açıklamalar yapıldı.

KOOP-SEN’in eylemine bazı Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekilleri, Toplumsal Adalet ve Mücadele Partisi (TAM Parti) Kurucu Başkanı Serdar Denktaş ve KTAMS Başkanı Güven Bengihan basın açıklamasına katılarak destek verdi.

Eylemde “Birlik, mücadele, dayanışma” ve “Hükümet istifa” sloganları atıldı.

-Güröz: “Bizim anayasamız toplu iş sözleşmesidir”

KOOP-SEN Başkanı Mehmetali Güröz burada yaptığı açıklamada, sekiz gündür hak mücadelesi vermeye devam ettiklerini söyleyerek, hedeflerinin toplu iş sözleşmesinin delinmemesi ve çalışma arkadaşlarının işlerine son verilmemesi olduğunu kaydetti.

“Bizim anayasamız toplu iş sözleşmesidir” diyerek, mücadeleden geri adım atmayacaklarını belirten Güröz, muhatap bulamadıklarını söyledi. Güröz, “beceriksiz yöneticiler” konusunda hükümetin yeni adım atmadığını savundu.

Güröz, seçim yasakları başlamadan hemen önce, bugün Turizm Bakanlığı'na yirmi istihdam yapıldığını iddia ederek işe son verilme yazıları hazır olan bazı çalışanların “hizmetine ihtiyaç duyulduğu” için çalışmaya devam etmesine karar verildiğini öne sürdü. Güröz, bunu “partizanlık” olarak değerlendirdi.

Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu ile görüşerek Kooperatif Merkez Bankası Yönetim Kurulu'na yapılan atamalar ve Binboğa Yem Fabrikası hakkında uyarılarda bulunduklarını kaydeden Güröz, Binboğa Yem Fabrikası’yla ilgili polise aktarılan süreci hatırlattı.

Koop Süt Fabrikası'nın 2024 yılında 60 milyon TL zarar ettiğini öne süren Güröz, teftiş raporlarının mukayyitlikte olduğunu ancak dava sürecinin başlatılmadığını iddia etti.

Kooperatif Merkez Bankası Yönetim Kurulu'na istifa çağrısı yapan Güröz, “Siyaset elini Kooperatif Merkez Bankası ve bütün iştiraklerinden çekmelidir.” şeklinde konuştu. Yönetim kurulu atamasının, KKTC’de bulunan, denetimi yapılmış 213 tane kooperatifin genel kurul seçimleriyle üç yıllığına yapılması gerektiğini söyledi.

Güröz ayrıca, kooperatiflerin özel yasayla kurulmuş, özel kurumlar olduğunu ve Kooperatif Merkez Bankası iştiraklerinin kamu kurumlarını kapsayan borçlanma kurulundan çıkarılması gerektiğini kaydetti.

-Bengihan: “Kooperatifin sahipleri, kooperatiflere iştirakçi olanlardır”

Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası Başkanı (KTAMS) Güven Bengihan da “kurumlarımıza, kooperatiflerimize, iştiraklerine sahip çıkmak için buradayız” diyerek, Kooperatif Merkez Bankası’nın 1984’ten hükümet tarafından atanan kayyumlar tarafından yönetildiğini iddia etti.

Hükümetin, katkı ve destek istendiği zaman "Kooperatif Merkez Bankası devletin olmadığı" gerekçesiyle reddettiğini savunan Bengihan, durum böyleyse, Başbakan ve Başbakan Yardımcısı yönetim kuruluna neden atama yaptığını sordu.

Çalışanlardan talep edilen tasarruf tedbirlerinin daha önce dört kez uygulandığını ancak hükümet tarafından bu konuda hiçbir adım atılmadığını ve yönetim anlayışının değişmediğini öne süren Bengihan, kooperatifin sahiplerinin, kooperatif iştirakçileri olduğunu söyledi.

Bengihan, kooperatifçiliğin, yardımlaşma ve dayanışma olduğunu söyleyerek, bu dayanışmanın en güzel örneğini iştiraklere sahip çıkarak göstereceklerini belirtti.

- Tuğsal: “Üretimden kopardılar bizi”

KOOP-SEN Genel Sekreteri Rifat Tuğsal da banka çalışanlarının, iştiraklerindeki arkadaşlarına destek için ve onlarla dayanışma adına kendi arzularıyla grev yaptıklarını ve eyleme katıldıklarını kaydetti.

Kooperatif Merkez Bankası'nda toplu iş sözleşmesi imzalamaktan kaçınıldığını savunan Tuğsal, yeni başlayan 30 kişinin maaşlarının 3 barem aşağıya çekilmek istendiğini iddia etti.

Eylem süresince muhatap bulamadıklarına işaret eden Tuğsal, “Üretimden kopardılar bizi. Kıbrıs Türk halkının öz varlığı iştiraklere bir şey olursa vebali yönetenlerin boynunadır.” şeklinde konuştu.

-Şahali: “Kıbrıs Türk hayvancısının sigortası Binboğa Yem Fabrikası’dır, Kıbrıs Türk çiftçisinin sigortası levazımdır”

CTP Genel Sekreteri, Gazimağusa Milletvekili Erkut Şahali de Mayıs 2019’da kooperatif iştiraklerinin kasaları para dolu ve finansal yükümlülükleri yerine gelmiş vaziyette UBP hükümetlerine devredildiğini söyleyerek, altı buçuk yılın sonunda her gün kötüye gidildiğini ve bunun çalışanlara fatura edildiği dönemler de yaşandığını öne sürdü.

Çalışanların, kendi menfaatlerinden feragat ederek iştiraklerin faaliyetini sürdürmesini sağladığını savunan Şahali, yaşanan durumun sebebinin yöneticiler olduğunu iddia etti. Sekiz gündür faaliyetlerine devam etmeyen iştiraklerin, bu ülkede bulunan her bir bireyin hayatında her an rolü olduğunu söyleyen Şahali, “Kıbrıs Türk hayvancısının sigortası Binboğa Yem Fabrikası’dır. Kıbrıs Türk çiftçisinin sigortası levazımdır. Hepimizin evinde süt vardır, süte ihtiyaç vardır. Dolayısıyla kooperatif iştiraklerinin ortadan kalktığı gün rekabetin zayıfladığı ve buna bağlı olarak özel sektörün iştahlı bir biçimde elini cebimize uzatmaya yer bulacağı bir dönemin kapısı aralanacak.” şeklinde konuştu.

Kooperatif iştiraklerinde yaşananların, Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu ve Doğu Akdeniz Üniversitesi'nde de yaşandığını iddia eden Şahali, hükümetin bu kurumları devraldığı gün “kasalarının para dolu” olduğunu söyledi.

Erkut Şahali, KOOP-SEN’le görüşmesi için, Başbakan Ünal Üstel’i uyardıklarını belirtti.

-Denktaş: “Topraktaki sesimiz susturulmak isteniyor”

TAM Parti Kurucu Başkanı Serdar Denktaş ise, iştiraklerin bilançosu incelenebilse sorunu kısa sürede çözebileceğini söyleyerek, hükümete görüşme çağrısında bulundu. Denktaş, sendikalar, muhalefet partileri ve iktidar partilerinin de bulunduğu ve bilançoların incelendiği bir toplantıyla yaşanan sorunlara çare bulunabileceğini kaydetti.

Yaşanan süreci Kıbrıs Türk Hava Yolları’na benzeten Denktaş, “Göklerdeki sesimiz susturuldu. Şimdi görüyorum ki topraktaki sesimiz de susturulmak isteniyor” dedi.