Ersin Tatar’ı savunan arkadaşlarla sohbetimiz maksimum 5 dakikada bitiyor!..
Çünkü Tatar ile ilgili söyleyecek çok bir şeyleri olmadıkları için dönüp dönüp başa sarıyorlar…
-Tatar bizden birisi…
-Tatar cenazemize geldi…
-Tatar sünnetimize geldi…
-Tatar düğünümüze geldi…
-Tatar mandıramıza gelip hayvanlarımızı ziyaret etti…
Tek bir başarı öyküsü yok!..
Tek bir icraatı yok!..
Kıbrıslı Türkleri dünya ile buluşturan tek bir adımı yok!..
Tek bir uluslararası görüşmesi yok!..
Tek bir müzakere etmişliği yok!..
Tek bir güven yaratıcı önlem açılımı ve sonuçlandırması yok!..
Ne var?
Festival gezileri, Türkiye’nin illerine ziyareti, ovalarda çiftleşen köpeklerin fotoğrafları…
Ne diyor Tatar’ın reklam filimlerinde konuşan kadın?
-Tatar’a istediğimiz zaman ulaşıyoruz, o bizden birisi, ne zaman istesek kendisiyle görüşüyoruz!..
E tamam işte sevgili arkadaşım, bahsettiğin model tam olarak bir muhtarı anlatıyor!..
Ama sıradan bir muhtar değil elbette!!!
Reha Muhtar da değil!..
Başmuhtar!..
Bak sıradan muhtarlarımız Erdoğan’la görüşmek için Türkiye’ye gitti!..
Başmuhtarımız da onlarla birlikte gitseydi kötü mü olurdu?
Ne demişti Usta Cem Karaca, “Bindik bir alamete gideyoz kıyamete”…
Aslında usta burada çok şey anlatmaya çalışıyordu ancak karşısında anlamamak için uğraşan o kadar büyük bir kitle vardı ki, çoğu kıyamete giden bileti almakta tereddüt dahi etmedi…
Bizim muhtarlarımız da hep birlikte bindiler bir tayyareye gidiyorlar Külliyenin sahibine…
Bir de başmuhtarları başlarında olsaydı KKTC’nin itibarı açısında kötü mü olurdu?